Yüksekova’da yaşayan bir ağanın yedi oğlu ve dillere destan çok güzel bir kızı vardır. Kızın adı Mumine’ dir. Babası kızı bir ağa oğluyla evlendirmek istemektedir. Ama kız amcasının oğlu Ahmet’i sevmektedir.
Mumine bir gün koyun sağıcılarıyla ağıla gider. Yeni
doğmuş bir kuzu getirilir. Kuzunun anası ölmüştür. Mümine kuzuyu, anasız
babasız Ahmet’e benzetir. Onu çobandan ister. Mumine ana yoksunluğu duymasın
diye kuzuyu emzirir. Göğsünden süt gelmeye başlar.
Ağanın
hizmetkârlarından biri, Mumine’ yi isteyen ağanın adamlarından biridir. Kızı
gözler, olanları görünce ağa oğluna “Mumine’nin Ahmet’ten çocuğu olmuş, çocuğu
gizlemiş kuzuyu emziriyor.” der. Ağa oğlu da durumu Mumine’nin babasına
duyurur. Ağa çok kızar. Mumine’nin cezalandırılmasını buyurur. Yedikardeş onu
bir atın arkasına bağlayıp sürer.
Bu sırada kötü bir düş gören Ahmet, Mumine ‘nin zor
durumda olduğunu anlar. Kızın yanından hiç ayrılmayan kır tay gelir. Ahmet’e
Mumine’nin yerini gösterir. Ahmet’te onu kurtarır. Kardeşleri öldüğünü sanarak
onu bırakıp gitmişlerdir. İki sevgili başka bir yere göç eder. Ama burada da
rahat edemezler. Gittikleri yerin Beyoğlu Mumine’ye göz koyar. Gençlere etmedik
kötülük bırakmaz.
Sonunda Mumine
doğururken ölür, acısına dayanamayıp Ahmet’te canına kıyar.
Yorum gönder