80 OSMANİYE

80 OSMANİYE

Osmaniye İlimize ait efsaneler 

Yıllar önce, bugünkü Turnasuyu Irmağı yakınında bir çoban varmış. Çoban, Turnasuyu Vadisi’nden Osmaniye Tepeleri’ne doğru uzanan sırtlarda koyun sürüsünü yayılıma götürür, bazen da daha yukarıda otlatırmış. Günlerden bir gün, yine koyunlarını önüne katmış, Osmaniye Tepeleri’ne doğru gitmeğe başlamış. Hava o kadar sıcakmış ki, tepeye yakın bir yere gelindiğinde, sürüdeki koyunlar bir adım atamaz hale gelmiş, yerlere serilmişler. Hepsi de susuzluktan can çekişir hale gelmişler adeta…

Etrafta bir damla su yoktur, zavallı çoban bir o sırta çıkar, bir aşağı inerek tepenin eteklerinde su arar. Fakat hiçbir yerde su bulamaz. Koyunlar susuzluktan çatlayacak hale gelmiş, köpeği de yere yatmış, kendinden geçmiştir. Çoban susuzluğa karşı çaresizdir. Ancak tek ümidi yüce Allah’a kalmıştır; O’na el açıp yardım dilemekten başka çaresi kalmamıştır. O da öyle yapar, ellerini açıp yalvarmaya başlar. “Ey Büyük ALLAH’ım… Tek geçim kaynağım bu koyunlardır. Onlar susuzluktan ölürlerse ben nasıl yaşarım. Ne olur, bana su ver, su buldur. Şayet suyu buldurursan, en güzel ve besili koyunumu sana kurban edeceğim, dileğimi kabul eyle, ALLAH’ım…”

Aradan birkaç dakika geçmemiştir ki birden yamacın böğründen, kayaların arasından bir su fışkırır; berrak mı berrak. Çağlayan gibi, bol mu bol. Çoban koyunlarını hemen suyun aktığı yamaca sürer Hepsi kana kana içerler, yeniden hayata kavuşurlar. Çoban susuzluktan kıvranırken, Cenab-ı Hakk’a verdiği koyunu kurban etme vaadini yerine getirmeğe kıyamaz. Zira o insanoğlu olarak nankördür, cimridir. Ha koyun kurban etmişim, ha başımdaki kelleyi, bitti. Diye söylenir ve başından, saçlarının arasından yakaladığı bir biti tırnaklarının arasında ezerek öldürür. Fakat o sırada, çoban sürüsüyle birlikte, olduğu yerde birden taş haline gelerek, donup kalır.

Osmaniye’nin denize bakan en yüksek yerindeki yamacıda, yeşillikler arasında taşlaşan koyun şekline ve bitini kurban yapan çobanın taşlaşmış görünüşüne rastlanmaktadır. Çobanın üzerine çıkıp su aradığı kayalıklara halk arasında, biraz da bir insan şekline benzediği için “Adam Kaya” denilmektedir. Bu kayaların bulunduğu yer, bol sularıyla tanınan ve şehrin her tarafından görülen, şehrin ilk içme suyunun getirildiği Yoroz Kayalıkları’ dır. 

Yorum gönder